Paylaşımlar

05 AĞUSTOS 2015 | İÇİMİZDEN GELENLER

Zirvemize Ulaşmak

30 NİSAN 2015 | İÇİMİZDEN GELENLER

Tokat: İçsel Motivasyon, WHIPLASH üzerine...

There are no two words in the English language more harmful than "good job". Terence Fletcher

"Aferin evlat" tan daha fazla zarar verici iki kelime yoktur, İngilizce dilinde.

TOKAT; içsel bir motivasyon

Tayfun Talipoğlu yazmıştı galiba, zamanında Sabah gazetesinde, köşesinde. Şaşkınlığı hala sıcaklığını taşıyordu; yazısında, olaydan yıllar sonra bile. Sevgi gösterdiği erlerin, terhis olurken, kendisinin yüzüne bile bakmadıklarını, oysa bol fırça ve hatta tokat yedikleri astsubaylarının elini öpüp, helallik aldıklarını görmüş, anlam verememişti. ~ Bu arada bu yazıyı yazarken şöyle bir baktım, siyasete soyunmaya talip olmuş Talipoğlu, dilerim bu anekdotunu hatırlıyordur ve kendi şaşkınlığını ters yüz edebilmiş ve derisi kalın politika kıyafetini kuşanabilmiştir, desem de mizacına ters adamın, ince derili adam kime nasıl öfke saçsın... ince derililer siyasete soyunmayın; neyse bu başka bir yazı konusu… :) ~

Bugün yarın yine Motivasyon üzerine düşüneceğiz, bir grup akl-ı parlak insanla birlikte. Ve dün farklı bir motivasyon yazısı okudum da, bir yerlerime dokunup, aklımdakini klavyeye dökmeye itekledi beni, sağ olsun...

SİZİ İZLİYORLAR

Herkesin algısı açık, ve cümlemiz cin gibi...Ve elbette, Cin gibiler CinCin çiğner. Ve herkes sizi bir güzel izliyor. Sonra çiğneyip atıyor. Çabucak, bir çırpıda...

Sizi izliyorlar evet, tam algı, düşük yanılgıyla...Sizi izleyip standardınızı ölçüp biçip, sizi bir güzel tanıyorlar... Sonra, sizin standardınıza göre Takdir'in n'olduğunu kavrayıp, sizden onu elde etmek istiyorlar...

Sizin takdiriniz Sizden Muaf olamıyor...

Herkesi takdir eden bir üslubumuzun olması elbette kıymetli, diye düşünüyorsak, hep beraber yanılıyoruz. Sizin standardınız temel bir seviyeyi belirliyor. Sizin takdiriniz Sizden Muaf olamıyor.

Ekip bakıyor, Ohohooo, Müdür herkese, Aferin Evlat diyor, sürekli teşekkür ediyor, her zaman sırt sıvazlıyor... Ha bir de üstüne, bu müdürün kimseye fırça kaydığı yok. Gerektiğinde bile, ortamı geren, sesini yükselten, öfke emaresi gösteren bir yüzünü, kimseler bir defa bile görmemiş.

Ehhh, yandınız, şimdi işte siz de Talipoğlu gibi, motivasyon yolunda yaya kalacak, “benim gibi şeker gibi adamı bulmuşlar da beğenmiyorlar, vallahi kimseye iyilik yaramıyor kardeşim” diyerek şaşıracaksınız...

Devamı...

15 ŞUBAT 2015 | İÇİMİZDEN GELENLER

Gratitude from Meander'den Gönül Borcu

Hayat uzun ve kıvrımlı,

tıpkı Menderes (Meander) nehri gibi…

Hayalimiz akışta kalmak, öğrenmek, sorumluluk almak ve katkı sağlamak.

Biriktirdiklerimizi paylaşarak çoğalmak, “faydalı olmak” için varız.

diyerek çıktık yola... Hayırlara vesile ola...

Devamı...

08 ŞUBAT 2015 | İÇİMİZDEN GELENLER

Turuncu Akıllı Olmak ~ Mutlu bir Akıla Sahip Lider olmak

Homer Bara koşarKOŞ HOMER KOŞ

Fakir İtalyanca'm beni yanıltmıyorsa,

"ne zaman bir spor mevzusuna dalsam, ne kazanmışım, ne kaybetmişim, benim için mühim değil, mühim olan ne kadar içtiğimdir"

bab'ında birşeyler mırıldanıyor Homer...

Lecce'de bir barın vitrininden bize sesleniyor...

Devamı...

18 EKİM 2014 | İÇİMİZDEN GELENLER

Çekingen Devingen

Day in / Day out ~ hi tech buy out

Teknoloji hayatımızın günlük rutinleri içine sızmış durumda ve adını koymadan her gün bizi gelişime zorluyor. Pek çok şeyi, pek de bize çaktırmadan saksımıza yerleştirmek için haince planlarını uyguluyor. Bir örnek üzerinden yürüyelim beraber; bence İstanbul'un iyi şoförleri strateji ve icraatin başına geçmeli...

Ey İstanbul’un 24 saat devingen trafiğinde direksiyon çeviren çekingen şoförleri; size 3 soru sorsam;

1.Yola çıkarken güzergahınızda trafik sıkışacak endişesini sürekli ensenizde hissediyor musunuz?

2.Akıllı telefon kullanıyor musunuz?

3.Trafik yoğunluğunu anlık gösteren mobil uygulamalar, sizin için vazgeçilmez bir can simidi mi?

3 soruya da evet diyenler, okumaya devam etmek istiyorlar biliyorum. Dilerse diğerleri de bize eşlik edebilirler. Endişeye mahal yok. Uzay Bilimleri’nden bahis açacak değilim.

(+) Zoom in / Zoom out (-)

Bir otomobil seyahatinde, birlikte adım adım ilerleyelim.

1.Mevcut bulunduğunuz bir lokasyon var; şimdiki yeriniz (A noktası ~ Bugün)

2.Gitmek istediğiniz bir başka lokasyon var; varmayı hedeflediğiniz yer (B Noktası ~ Gelecek)

3.Bir aracınız var, sizi oraya götürebilecek (Şirketiniz)

4.Kendi şoförlük stiliniz var, aracı kendi üslubunuzla kullanacaksınız (Liderlik Stiliniz)

5.Hedeflediğiniz yere ulaşmak için birden fazla rota ve istikamet var (Girişim & İnovasyon)

6.Rota ve istikamet belirlemek için trafik yoğun rotaları kontrol ettiğiniz mobil uygulama elinizde (Strateji & İcraat)

Stratejiyi oluşturmak

A noktasından hareket etmeden, daha belki araca binmeden önce, mobil uygulamadan bir “güzergah belirlersiniz” elinizdeki akıllı telefon ekranında görünen haritayı küçültüp (-) Zoom out (-) bütün yolculuğun nasıl akacağına karar verirsiniz… (Büyük resmi görmek~Helikopter görüşü~Ormanın tamamını görmek) İşte stratejiniz hazır.

İcraata geçmek

Artık yola çıkma zamanı. Gaza basmadan önce bu defa seçtiğiniz rotada ilk varacağınız istasyonları görebilecek şekilde haritayı büyütürsünüz (+) Zoom in (+) böylelikle kısa vadede hangi otoban, cadde veya tali yolları, hatta bazen gerektiğinde arka sokakları kullanacağınızı anbean belirlersiniz. (Kısa vadeli hedeflerin, mesela aylık-3 aylık bütçelerin günbegün hayata geçirilmesi)

Devingen Rekabet

İstanbul’da ömür biter trafik bitmez, 24 saat yollar tıkanır (İş hayatında rekabet ve mücadele süreklidir). Yolunuz uzundur, ve yoğun trafikte o kadar zaman harcarsınız ki, hareket etmeden evvel belirlediğiniz rota, siz yolculuğun ortasındayken geçerliliğini yitirmiş olabilir. Ara sıra haritayı tekrar tekrar küçültmek (-) zoom out (-) önemle tavsiye edilir ki büyük resmi görebilesiniz. Belki de rota ve istikamet değiştirmek zorunlu hale gelmiştir, sürekli uyanık olmak gerekir. (bazı bazı, iş yoğunluğunuzdan başınızı kaldırıp büyük resme bakmak, doğru yolda ilerlediğimizden emin olmak gerekir)

İstanbul’da otomobil kullanmak iyi bir strateji ve sürekli tetikte yaşayan bir icraat gerektirir. Ve İstanbul’un kıdemli şoförlerine önemli şirketlerin icraat koltukları rahatlıkla emanet edilebilir.

Kafanda sağlam bir hedef, elinde akıllı bir meret, altında yürüyen bir araç! Rekabet bize kaç yazar… Ne güzeldir yollarda olmak şimdi…

Özkan Zere ~ 17-18 Ekim 2014

Paul Rigby ile geçen bir haftanın ardından, bir sabah (zoom out zoom in) döküldü; Helicopter view...

14 EKİM 2014 | İÇİMİZDEN GELENLER

​Değişim Sakallı Liderler

Yaşamın akışı bizi değişimle yüz yüze getiriyor, her gün, her sabah, mütemadiyen.

Uyum sağlamak, kendimizde ve şirketimizde statükoyu derhal kaldırmak gerek.

Zig Ziglar'in çarpıcı deyişlerinden birisidir;

İnsanlar genellikle motivasyonun kalıcı etkisi olmadığını söyler.

Banyo yapmanın da kalıcı etkisi yoktur, bu yüzden her gün tavsiye edilir."

Usta'nın lafından esinlenerek, beylere sesleneyim; (hanımları metaforda kullanmak kibar olmazdı)

"Her sabah_üzerinde düşünmeden_tıraş olur, güne hazırlarsınız kendinizi.

Şirketin genetik kodlamasına yerleşecek değişim kültürü de işte böyle işlemeli;

her yeni doğan güne tıkır tıkır, doğal olarak uyum sağlamayı beceren bir şirket kültürü."

Olumlu değişimin bulaşıcı halde şirket kültürüne yayılması, organizasyon DNA’sına nüfuz etmesi mühim mevzu. Şirket DNA’sına bu kültürü naşıl işleriz sorusunun cevabını Kotter usta yıllardan beri nakış gibi işleyerek veriyor. “Değişim Akıllı Lider” olmak için Kotter’in önerdiği sekiz adıma ustalıkla hayat vermek gerekiyor.

Her adım ve her sorumluluk önemli, ve birinin dahi eksikliği bir noktada topallamaya sebep veriyor. Çalışan herkesin değişim ustası olması gerekmiyor, ancak Google öncesi dönemden bugüne elbette her şirketin daha fazla sayıda “Değişim Akıllı” lidere ihtiyacı var. Siz siz olun, “Değişim Sakallı” olmayın, her sabah jilet gibi olun, yeni doğan günde, yeni dünyanın, yeni ufuklarına yelken açın.

Doğru yıldızı kerteriz almayı unutmadan…

Özkan Zere, Eylül-Ekim 2014